1 Mayıs 2019 Çarşamba
Cümlenin Öğeleri
1. Temel Ögeler
Bir düşünceyi, bir dilek ya da duyguyu söz veya yazı ile anlatabilmek için en az iki öge gereklidir. Bunlar yüklem ve öznedir. Bunlara cümlenin temel öğeleri denir.
1.1. Yüklem (Fiil, Eylem)
Cümledeki işi, hareketi, yargıyı bildiren çekimli unsura yüklem denir. Yükleme, cümlede yargı bildiren çekimli öge de diyebiliriz. Yüklem, yukarıda belirttiğimiz gibi, cümlenin temel ögesidir. Yani yüklem olmadan cümle de oluşmaz.
Örnek(ler)
» Ben işlerimi zamanında yaparım.
cümlesinde “yapmak” sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.
cümlesinde “yapmak” sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.
» Buradaki evlerin hepsi çok güzeldi.
cümlesinde “güzeldi” sözcüğü bağımsız bir yargıyı sonuca bağladığı için yüklemdir.
cümlesinde “güzeldi” sözcüğü bağımsız bir yargıyı sonuca bağladığı için yüklemdir.
» Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.
cümlesinde ise “muhtaç” ismi, ek eylemin geniş zamanı ile çekimlenerek yüklem görevini üstlenmiştir.
cümlesinde ise “muhtaç” ismi, ek eylemin geniş zamanı ile çekimlenerek yüklem görevini üstlenmiştir.
NOT Yüklemi bulmak için herhangi bir soru yoktur. Fiiller ya da isim soylu sözcükler çekimlenerek bu görevi üstlenir. Yüklem bir sözcükten oluşabileceği gibi sözcük grubundan da oluşabilir.
Örnek(ler)
» Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
cümlesinde “üstündeki kandır” sıfat tamlaması,
cümlesinde “üstündeki kandır” sıfat tamlaması,
» Kadın, çocuğunu çok merak ediyordu.
cümlesinde “merak ediyordu” birleşik eylemi,
cümlesinde “merak ediyordu” birleşik eylemi,
» Babamın çantası, arabanın bagajındaymış.
cümlesinde “arabanın bagajındaymış” isim tamlaması yüklem görevinde kullanılmıştır.
cümlesinde “arabanın bagajındaymış” isim tamlaması yüklem görevinde kullanılmıştır.
1.2. Özne
Yüklemin bildirdiği iş, oluş ya da durumu yapan veya cümledeki olanı karşılayan ögeye özne denir. Özne, cümlenin temel öğesidir; ancak her cümlede bulunmak zorunda değildir.
Özne, fiil cümlelerinde işi yapandır. İsim cümlelerinde bir eylem bulunmadığı için özne, yüklemin bildirdiği durumda olandır. Özne, yükleme sorulan “kim, ne?” soruları ile bulunur. Ancak özellikle “ne” sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan, özne sorusunu yükleme “yapan kim, olan ne?” biçimlerinde sormamız daha doğru olur.
Örnek(ler)
» Çocuklar bahçede neşeyle koşuyor. (koşan kim?/ kim koşuyor?)
cümlesinde “koşma” eylemini gerçekleştiren “çocuklar”dır. Bunu yükleme sorduğumuz “koşan kim?” sorusu ile bulabiliyoruz.
cümlesinde “koşma” eylemini gerçekleştiren “çocuklar”dır. Bunu yükleme sorduğumuz “koşan kim?” sorusu ile bulabiliyoruz.
» Bugün hava çok güzeldi. (güzel olan ne?)
cümlesinde özneyi bulmak için sorumuzu yüklemle birlikte sorarız: “Güzel olan ne?” Cevap durumundaki “hava” sözcüğü özne görevindedir.
cümlesinde özneyi bulmak için sorumuzu yüklemle birlikte sorarız: “Güzel olan ne?” Cevap durumundaki “hava” sözcüğü özne görevindedir.
> Özne; gerçek özne, gizli özne ve sözde özne olmak üzere üç grupta incelenir:
1.2.1. Gerçek (Açık) Özne
Yüklemin bildirdiği yargıyı gerçekleştiren ya da yargının konusu olan varlığın cümlede açıkça ifade edildiği öznedir.
Örnek(ler)
» Bu konuyu bize Aydın anlatacak. (anlatacak olan kim?/ kim anlatacak?)
cümlesinde “Aydın” öznedir. Çünkü yüklemde bildirilen “anlatma” işini yapan durumundadır.
cümlesinde “Aydın” öznedir. Çünkü yüklemde bildirilen “anlatma” işini yapan durumundadır.
1.2.2. Gizli Özne
Cümlede bir sözcük olarak bulunmayan, yüklemin çekiminden anlaşılan öznelere gizli özne denir.
Örnek(ler)
» Bu konuyu size anlatacağım. (anlatacak olan kim?/ kim anlatacak?)
cümlesinin yüklemi “anlatacağım” sözüdür. Özneyi bulmak için “anlatacak olan kim?” diye soruyoruz, “Ben” cevabı alıyoruz; ancak bu söz cümlede yok, biz bunu yüklemin bildirdiği şahıstan çıkarıyoruz. Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir.
cümlesinin yüklemi “anlatacağım” sözüdür. Özneyi bulmak için “anlatacak olan kim?” diye soruyoruz, “Ben” cevabı alıyoruz; ancak bu söz cümlede yok, biz bunu yüklemin bildirdiği şahıstan çıkarıyoruz. Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir.
» Dün akşam çok eğlendik. (eğlenen kim? → biz → gizli özne)
» Bize soğuk davranıyor. ( soğuk davranan kim? → o → gizli özne)
» Bize soğuk davranıyor. ( soğuk davranan kim? → o → gizli özne)
1.2.3. Sözde Özne
Eylemin kim tarafından yapıldığı belli olmayan cümlelerde işten etkilenen unsur özne kabul edilir. Böyle öznelere sözde özne denir.
Örnek(ler)
» Bu konu çok iyi anlaşıldı.
cümlesinin yüklemi “anlaşıldı” sözüdür. Özneyi bulmak için “anlaşılan ne?” diye soruyoruz, “Bu konu” cevabı alıyoruz. “Bu konu” sözü burada özneymiş gibi gözükse de aslında işi yapan değil, işten etkilenen konumundadır. “anlaşılma” eyleminin kimin tarafından yapıldığı belli değildir, bu eylem sonucunda “bu konu”nun anlaşıldığı bellidir. Eylemin kimin tarafından yapıldığı belli olmadığı için “bu konu” özne olarak kabul edilmektedir.
cümlesinin yüklemi “anlaşıldı” sözüdür. Özneyi bulmak için “anlaşılan ne?” diye soruyoruz, “Bu konu” cevabı alıyoruz. “Bu konu” sözü burada özneymiş gibi gözükse de aslında işi yapan değil, işten etkilenen konumundadır. “anlaşılma” eyleminin kimin tarafından yapıldığı belli değildir, bu eylem sonucunda “bu konu”nun anlaşıldığı bellidir. Eylemin kimin tarafından yapıldığı belli olmadığı için “bu konu” özne olarak kabul edilmektedir.
NOT Söz ya da söz öbekleri cümlede özne olabilir. Ad tamlaması, sıfat tamlaması özne olarak kullanılabilir.
Örnek(ler)
» Uzun boylu, genç biri kapıyı açtı.
cümlesinde “uzun boylu genç biri” sıfat tamlaması özne durumundadır; çünkü “açtı” eylemini yapan kişidir.
cümlesinde “uzun boylu genç biri” sıfat tamlaması özne durumundadır; çünkü “açtı” eylemini yapan kişidir.
» Dolabın kapısı kilitliydi..
cümlesinde “dolabın kapısı” belirtili isim tamlaması özne göreviyle kullanılmıştır; çünkü özneyi bulmak için sorulan “kilitli olan ne” sorusuna “dolabın kapısı” ad tamlaması cevap vermektedir.
cümlesinde “dolabın kapısı” belirtili isim tamlaması özne göreviyle kullanılmıştır; çünkü özneyi bulmak için sorulan “kilitli olan ne” sorusuna “dolabın kapısı” ad tamlaması cevap vermektedir.
2. Yardımcı Ögeler
Cümlenin yardımcı öğeleri nesne, dolaylı tümleç (yer tamlayıcısı), zarf tümleci (zarf tamlayıcısı) ve edat tümlecidir.
2.1. Nesne
Nesne, cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen öğedir. Nesne, sadece yüklemi geçişli olan fiil cümlelerinde vardır ve yükleme sorulan “ne, neyi, kimi?” sorularıyla bulunur.
Örnek(ler)
» Bugün seni çok aradım. (kimi aradım?)
cümlesinde yükleme sorulan “kimi?” sorusuna cevap veren “seni” sözcüğü nesnedir.
cümlesinde yükleme sorulan “kimi?” sorusuna cevap veren “seni” sözcüğü nesnedir.
» Fuardan kardeşime kitap aldım. (ne aldım?)
cümlesinde “ne” sorusuna cevap veren “kitap” sözcüğü nesnedir.
cümlesinde “ne” sorusuna cevap veren “kitap” sözcüğü nesnedir.
> Nesneyi belirtili nesne ve belirtisiz nesne olmak üzere iki grupta incelemek mümkündür:
2.1.1. Belirtili Nesne
Yükleme sorulan “neyi, kimi?” sorularına cevap veren sözcük ya da sözcük gruplarıdır. Belirtili nesne durumundaki sözcük ya da sözcükler yükleme belirtme hâl ekiyle (-i) bağlanır.
Örnek(ler)
»Bu maçı mutlaka izlemeliyim. (neyi izlemeliyim?) (belirtili nesne)
cümlesinde “neyi” sorusuna cevap veren “bu maçı” sözü belirtili nesne olarak kullanılmıştır.
cümlesinde “neyi” sorusuna cevap veren “bu maçı” sözü belirtili nesne olarak kullanılmıştır.
2.1.2. Belirtisiz Nesne
“-i” belirtme hâl ekini almayan ve özneyi bulduktan sonra yükleme sorulan “ne?” sorusuna cevap veren sözcükler, belirtisiz nesne olur.
Örnek(ler)
» Adam bir çuval taşıyordu? (ne taşıyordu?) (belirtisiz nesne)
cümlesinde yükleme sorulan “ne” sorusuna “bir çuval” cevabını alıyoruz. Bu sözcük yalın olarak kullanıldığından yani belirtme hâli eki almadığından belirtisiz nesnedir.
cümlesinde yükleme sorulan “ne” sorusuna “bir çuval” cevabını alıyoruz. Bu sözcük yalın olarak kullanıldığından yani belirtme hâli eki almadığından belirtisiz nesnedir.
NOT Cümlenin öğeleri bulunurken özne ve nesneyi karıştırmamak için önce yüklemi, sonra özneyi, daha sonra da nesneyi bulmalıyız.
Örnek(ler)
» Kalemi dün akşam kaybolmuş.
özne yüklem
cümlesinde özneyi bulmadan “Neyi kaybolmuş?” sorusunu sorar ve “kalemi” sözcüğüne nesne dersek yanılmış oluruz. Çünkü önce özneyi bulmalıyız. Buna göre “Kaybolan ne?” sorusunu sorduğumuzda “kalemi (Onun)” cevabını alırız. Demek ki “kalemi” sözcüğü nesne değil, öznedir.
özne yüklem
cümlesinde özneyi bulmadan “Neyi kaybolmuş?” sorusunu sorar ve “kalemi” sözcüğüne nesne dersek yanılmış oluruz. Çünkü önce özneyi bulmalıyız. Buna göre “Kaybolan ne?” sorusunu sorduğumuzda “kalemi (Onun)” cevabını alırız. Demek ki “kalemi” sözcüğü nesne değil, öznedir.
2.2. Dolaylı Tümleç (Yer Tamlayıcısı)
Cümlede yaklaşma, bulunma, uzaklaşma bildiren, yüklemi yer anlamıyla tamamlayan öğedir. Yer tamlayıcısı “-e, -de, -den” ekleriyle oluşan sözcük veya sözcük gruplarıdır. Dolaylı tümleç, yükleme sorulan “kime, kimde, kimden; nereye, nerede, nereden; neye, neyde, neyden?” gibi sorularla bulunur.
Örnek(ler)
» Baş ucumdaki lâmbayı yakıp, saate baktım. (neye baktım?) (yer tamlayıcısı)
cümlesinde yükleme sorulan “neye” sorusuna cevap veren “saate” sözcüğü dolaylı tümleçtir.
cümlesinde yükleme sorulan “neye” sorusuna cevap veren “saate” sözcüğü dolaylı tümleçtir.
» Seninle evde konuşacağım. (nerede konuşacağım?) (dolaylı tümleç / yer tamlayıcısı)
cümlesinde yükleme sorulan “nerede” sorusuna cevap veren “evde” sözcüğü dolaylı tümleç görevindedir.
cümlesinde yükleme sorulan “nerede” sorusuna cevap veren “evde” sözcüğü dolaylı tümleç görevindedir.
NOT İsmin “-e, -de, -den” hâl eklerini alan her sözcük cümlede dolaylı tümleç görevinde bulunmaz. Bu ekleri alan sözcükler, cümlede zaman veya durum bildirirse, zarf tümleci olur.
Örnek(ler)
» Tam iki saat ayakta bekledik.” (zarf tümleci)
» Unutma, akşama seninle buluşacağız.” (zarf tümleci)
Yukarıdaki cümlelerde “ayakta ve akşama” sözleri zarf tümleci görevindedir. Bunu yükleme sorduğumuz sorulardan da anlayabiliriz. Birinci cümlede hâl ekini alan sözcük “nasıl”, ikinci ve üçüncü cümledeki sözcükler ise “ne zaman” sorularına cevap vermektedir.
» Unutma, akşama seninle buluşacağız.” (zarf tümleci)
Yukarıdaki cümlelerde “ayakta ve akşama” sözleri zarf tümleci görevindedir. Bunu yükleme sorduğumuz sorulardan da anlayabiliriz. Birinci cümlede hâl ekini alan sözcük “nasıl”, ikinci ve üçüncü cümledeki sözcükler ise “ne zaman” sorularına cevap vermektedir.
2.3. Zarf Tümleci (Zarf Tamlayıcısı)
Yön, zaman, tarz, sebep, miktar, vasıta ve şart bildirerek yüklemi tamamlayan ve yükleme sorulan “ne zaman, nasıl, niçin, niye, neden, ne kadar, ne şekilde?” gibi sorulara cevap veren söz ya da söz öbekleri cümlede zarf tümleci (zarf tamlayıcısı) olarak kullanılır.
Örnek(ler)
» Batuhan bugün derse gelmedi. (ne zaman gelmedi?) (zarf tümleci)
cümlesinde yükleme sorulan “ne zaman” sorusuna cevap veren “bugün” sözü zaman bildiren zarf tümlecidir.
cümlesinde yükleme sorulan “ne zaman” sorusuna cevap veren “bugün” sözü zaman bildiren zarf tümlecidir.
» Tuğçe derslerine çok çalışırdı. (ne kadar çalışırdı?) (zarf tümleci)
cümlesinde yükleme sorulan “ne kadar” sorusuna cevap veren “çok” sözcüğü miktar bildiren zarf tümleci görevinde kullanılmıştır.
cümlesinde yükleme sorulan “ne kadar” sorusuna cevap veren “çok” sözcüğü miktar bildiren zarf tümleci görevinde kullanılmıştır.
NOT Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri vb.” sözcükler, yalın halde kullanıldığında zarf tümlecidir. Ancak bu sözcükler isimlere eklenen hâl eklerini aldıklarında zarf tümleci olmaz, cümlenin farklı bir ögesi olur.
Örnek(ler)
» Ahmet, dışarıya çıkmıştı. (nereye çıkmıştı?) (dolaylı tümleç / yer tamlayıcısı)
cümlesinde “Nereye çıkmıştı?” sorusuna cevap veren “dışarıya” sözcüğü “-e” hal eki aldığı için dolaylı tümleçtir.
» Görevli, içeriyi kontrol etti. (nereyi kontrol etti?) (nesne)
cümlesinde “Nereyi kontrol etti?” sorusuna cevap veren “içeriyi” sözü hal eki aldığı için nesne görevindedir.
cümlesinde “Nereye çıkmıştı?” sorusuna cevap veren “dışarıya” sözcüğü “-e” hal eki aldığı için dolaylı tümleçtir.
» Görevli, içeriyi kontrol etti. (nereyi kontrol etti?) (nesne)
cümlesinde “Nereyi kontrol etti?” sorusuna cevap veren “içeriyi” sözü hal eki aldığı için nesne görevindedir.
» Aşağı bakma sakın.
cümlesinde “Nereye bakma?” sorusuna cevap veren “aşağı” sözü hal eki almadan yön bildirdiği için zarf tümlecidir.
cümlesinde “Nereye bakma?” sorusuna cevap veren “aşağı” sözü hal eki almadan yön bildirdiği için zarf tümlecidir.
2.3.1. Edat Tümleci
Yüklemin ne ile (hangi araçla), kimin ile, hangi amaçla, yapıldığını gösteren söz öbeklerine edat tümlecidenir. Yükleme sorulan “ne ile, ne için, kiminle, kimin için?” sorularıyla bulunur.
Edat tümleci olarak adlandırılan tümleçler de birer zarf tümlecidir. Çıkmış sorularda, seçeneklerde bile olsa, edat tümleci adının geçtiği görülmemiştir. Ancak bazı soruların çözümünde yardımcı olduğu söylenebilir. Eğer seçeneklerde “edat tümleci” adı geçmiyorsa, siz “edat tümleci” olarak gördüğünüz söz öbeklerine zarf tümleci de diyebilirsiniz.
Örnek(ler)
» O, bütün yazılarını, dolma kalemle yazar. (ne ile yazar?)
» Bu araştırmayı arkadaşlarıyla yapmış. (kiminle yapmış?)
» Bu yemekleri sizin için hazırladım.(kimin için?)
» Bu araştırmayı arkadaşlarıyla yapmış. (kiminle yapmış?)
» Bu yemekleri sizin için hazırladım.(kimin için?)
3. Ara Söz
Herhangi bir ögenin açıklayıcısı olarak cümleye giren, iki virgül veya iki kısa çizgi arasında yer alan, cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında herhangi bir daralmaya yol açmayan, bazen bağımsız olarak da cümleye girebilen sözcük ya da sözcük gruplarına ara söz denir.
Örnek(ler)
» Dil, insanın en güçlü silahı, konuştukça etkisini gösterir.
» İzmir’e, doğduğu kente, gidiyordu.
» Yaşlı adam onu, kara kuru çocuğu, bağrına bastı.
Yukarıdaki cümlelerde ara söz, cümlenin sırasıyla “özne, dolaylı tümleç, nesne” gibi öğelerini oluşturmuştur.
» İzmir’e, doğduğu kente, gidiyordu.
» Yaşlı adam onu, kara kuru çocuğu, bağrına bastı.
Yukarıdaki cümlelerde ara söz, cümlenin sırasıyla “özne, dolaylı tümleç, nesne” gibi öğelerini oluşturmuştur.
» Ülkenize, Belçika’ya, bizi de davet eder misiniz?
» Dünyanın en yüksek noktasına, Everest’e, bir Türk sporcu da tırmandı.
cümlelerinde “Belçika” ve “Everest’e” sözleri ara sözdür ve dolaylı tümleçlerin açıklayıcısı olarak kullanılmıştır.
» Dünyanın en yüksek noktasına, Everest’e, bir Türk sporcu da tırmandı.
cümlelerinde “Belçika” ve “Everest’e” sözleri ara sözdür ve dolaylı tümleçlerin açıklayıcısı olarak kullanılmıştır.
NOT Ara söz, bir ögenin açıklayıcısı olarak kullanılmışsa, daima açıkladığı ögeden sonra gelir. Bir ögenin açıklayıcısı olarak kullanılmamışsa cümlede bağımsız olarak kullanılır ve cümle dışı unsur olarak kabul edilir.
Örnek(ler)
» O günün akşamı, sen de hatırlayacaksın, çay bahçesinde oturmuştuk.
cümlesinde “sen de hatırlayacaksın” sözleri ara sözdür; ama herhangi bir ögenin açıklayıcısı olarak kullanılmamıştır dolayısıyla cümle dışı unsurdur.
cümlesinde “sen de hatırlayacaksın” sözleri ara sözdür; ama herhangi bir ögenin açıklayıcısı olarak kullanılmamıştır dolayısıyla cümle dışı unsurdur.
Kaynak: https://www.dilbilgisi.net/konular/cumle-bilgisi/cumlenin-ogeleri/
Cümlenin öğeleri bulunurken şu kurallara dikkat edilmelidir:
♦ Önce yüklem belirlenir, sonra yükleme çeşitli sorular sorularak öteki öğeler bulunur.
♦ Cümledeki söz öbekleri (tamlamalar, bileşik sözcükler, deyimler, ikilemeler, eylemsi grupları, edat grupları…) bölünmez.
♦ Öğeleri buldurmaya yönelik sorular, cümle içinde, buldurduğu öğenin yerini tutar.
♦ Cümledeki ünlem ifadeleri ve hitap sözcükleri öğe olarak kabul edilmez.
YÜKLEM
Yüklem; kip ve kişi eki alıp iş, oluş, hareket bildirerek cümleyi bir yargıya bağlayan sözcük ya da sözcük öbeğidir. Yüklem, cümlenin temel öğesidir. Bir cümlenin varlığından söz edebilmek, yüklemin varlığına bağlıdır.
♦ Yüklem kip ve kişi eklerini alır. Buna göre yüklem, çekimli bir eylemden oluşabilir:
- Bu kitapları kardeşim için alıyorum.
- Bize yolu gösteren görevliye teşekkür ettik.
Bu cümlelerde “alıyorum” ve “teşekkür ettik” eylemleri kip ve kişi eki alarak cümleyi bir yargıya bağladığı için yüklemdir.
♦ Yüklemler, farklı yapılarda oluşturulmuş eylemlerden oluşabilir:
- Bugün çocuklar için kek yapacağım. (Basit fiil)
- Bayram geldiği için evi temizledik. (Türemiş fiil)
- Cüzdanımı evde unuttuğumu fark ettim. (Birleşik fiil)
- Bazılarınız futbol takımına seçilebilir. (Birleşik fiil)
- Yazdığınız denemelere dün göz attım. (Birleşik fiil)
♦ Yüklem, ekeylem almış ad soylu bir sözcükten veya sözcük öbeğinden oluşabilir:
Aşağıdaki cümlelerde ad soylu sözcüklerden ya da sözcük öbeklerinden oluşan yüklemler koyu olarak yazılmış ve yüklemlerin türleri ayraç içinde belirtilmiştir.
- Beni başarılı olacağıma inandıran kişi öğretmenimdi. (ad)
- Bizim aldığımız arsa orasıdır. (işaret zamiri)
- O şimdi nerededir? (soru zamiri)
- Burada nehrin derinliği, iki metre kadardır. (edat öbeği)
- Ben lisedeyken okul takımının kaptanıydım. (zincirleme ad tamlaması)
- Elinizdeki kitap sanatçının başyapıtıdır. (belirtili ad tamlaması)
- Onun kardeşi inşaat mühendisiymiş. (belirtisiz ad tamlaması)
- Ocakta duranlar, bakır cezvelerdi. (takısız ad tamlaması)
- Bizi buraya çeken şey, antika eşyalardı. (sıfat tamlaması)
- Bahçedeki ağaçların düşmanı, bu küçük böcektir. (sıfat tamlaması)
- Bu kütüphane, eski okul binasıdır. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
- Bülbül seslerinin doldurduğu şirin bir gül bahçesindeyiz. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
- Bu şiirler, ünlü halk şairlerinin en güzel şiirleridir. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
- Biz dost yüzüne hasret kalmış garip kimseleriz. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
- Bu, gökte uçuşan, bayrakların en güzelidir. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
- Ağaçların çiçek çiçek donandığı bir bahar ayındaydık. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
ÖZNE
Özne, cümlede işi, oluşu, hareketi yapan veya olanı bildiren öğedir. Yükleme “kim? – ne?” soruları sorularak bulunur.
- Öğrenciler sahnedeki arkadaşlarını alkışladılar. (Alkışlayan kim? / Öğrenciler)
- Dolabın bütün rafları romanlarla doluydu. (Dolu olan ne? Dolabın bütün rafları)
Bu cümlelerin birincisinde, yükleme (alkışladılar) “kim” sorusu sorularak “işi yapan öğe” yani özne bulunuyor. İkinci cümlede de ad soylu bir sözcük olan yükleme (doluydu) “ne” sorusu sorularak özne bulunuyor. Bu sorular yükleme doğrudan değil de “alkışlayan kim, dolu olan ne” biçiminde sorulursa özne doğru olarak bulunur.
♦ Özne, ad soylu sözcük veya sözcük öbeğinden oluşabilir:
Aşağıdaki cümlelerde, özneler, koyu olarak yazılmış, öznelerin türleri ayraç içinde belirtilmiştir.
- Simitçi, simitleri tablasına yerleştiriyor. (ad)
- Onlar, buraya yıllar önce taşınmış. (kişi zamiri)
- bunları sana kim anlattı? (soru zamiri)
- Bu sorunun cevabını çoğumuz bilemedik. (belgisiz zamir)
- Eskiler, köy okulunun yapılış yıllarını hatırlıyor. (adlaşmış sıfat)
- Kitabın kapağı hemen dikkat çekiyordu. (belirtili ad tamlaması)
- Uçak biletleri daha da ucuzlayacakmış. (belirtisiz ad tamlaması)
- Okulun spor salonu henüz faaliyete geçmemiş. (zincirleme ad tamlaması)
- Yaşlı insanlar, sabah sabah banka kuyruğunda bekliyor, (sıfat tamlaması)
- Okuduğum son kitabın konusu beni hemen sarmıştı. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
- Karın lapa lapa yağışını seyretmek çok güzeldi. (fiilimsi grubu)
- Beğenilen romanları televizyon filmi haline getiren yönetmenler edebiyata kötülük yapmaktadır. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş eylemsi grubu)
- Okulda, uyuşturucu maddeler ile ilgili bir konferans verilmesi öğrenciler için iyi olmuştu. (fiilimsi grubu)
- Üniversitemizin çeşitli fakültelerinden mezun olan birçok genç şimdi önemli kurumlarda çalışıyor. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş eylemsi grubu)
- Bütün öğrencilerin bir yıl boyunca çalışarak hazırlandığı bilim olimpiyatında başarı kazananlar, havaalanında kalabalık bir grup tarafından karşılandı. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
Dikkat!
♦ Cümlede yazılmayan, yüklemdeki kişi ekinden anlaşılan öznelere “gizli özne” denir.
- En kısa zamanda size uğrarız. (Uğrayan kim? – Biz)
- Biraz olsun annenizin sözünü dinleyin. (Dinleyen kim? – Siz)
- Dilden dile dolaşan bir şiirdi. (Ne, dilden dile dolaşan bir şiirdi? – O)
Dikkat!
♦ Cümledeki hitap sözleri öğe olarak kabul edilmez.
Bu sözler cümle dışı unsurdur.
- Murat, bugünlerde çok çalışıyorsun.
Bu cümlede “Murat’ hitap sözü olduğundan özne değil, cümle dışı unsurdur. Cümlenin öznesi ise gizli özne “sen”dir.
NESNE (DÜZ TÜMLEÇ)
Nesne, öznenin yaptığı işten etkilenen öğedir. Yükleme sorulan “neyi? – kimi?” sorularıyla belirtili nesne, “ne?” sorusuyla belirtisiz nesne bulunur. Nesne, yüklemi eylem olan cümlelerde aranmalıdır. Özneyle nesneyi karıştırmamak için önce özne, sonra nesne bulunur.
1) Belirtili Nesne (Neyi? – Kimi?)
- Kardeşim için bu saati beğendim.
- Babam kardeşimi bu okula yazdırmış.
Bu cümlelerin birincisinde yükleme (beğendim) “neyi” sorusu sorularak, İkincisinde yükleme (yazdırmış) “kimi” sorusu sorularak “yapılan işten etkilenen öğe” yani nesne bulunuyor. Bu cümlelerde nesneler belirli bir varlığı karşılamaktadır. Aşağıdaki cümlelerde belirtili nesneler koyu yazılmıştır.
- Evden geç çıkınca yine otobüsü kaçırdım.
- Bu filmi yıllar önce seyretmiştim.
- Alışveriş listesini yazarken neyi unuttun?
- Ünlü şairin son kitabını merakla bekliyoruz.
- Bir görevli bu salondan çıkmamız gerektiğini söyledi.
2) Belirtisiz Nesne (Ne?)
- Kardeşim için bir saat beğendim.
Bu cümlede yükleme (beğendim) “ne” sorusu sorularak “yapılan işten etkilenen öğe” yani nesne bulunuyor. Bu cümlede nesne herhangi bir varlığı karşılamaktadır. Aşağıdaki cümlelerde belirtisiz nesneler koyu olarak yazılmıştır.
- Belediye her sokak başına çöp kutusu koydu.
- Dedem bize yine ilgi çekici bir anısını anlattı.
- O sana yurtdışından ne gönderecek?
- Tatilde birbirinden heyecanlı polisiye romanlar okudum.
Dikkat!
- Kuşlar bize hüzün dolu şarkılar söylüyor. (Söyleyen ne? / kuşlar: özne)
- (Kuşlar ne söylüyor? / hüzün dolu şarkılar: nesne)
Bu cümlede özne de nesne de yükleme sorulan “ne” sorusunun cevabıdır. “Ne” sorusunu yükleme doğrudan sormayıp “Söyleyen ne?” biçiminde sorarsak özneyi doğru buluruz. Daha sonra “ne” sorusunu özneyle birlikte “Kuşlar ne söylüyor?” biçiminde sorarsak nesneyi doğru bulmuş oluruz.
DOLAYLI TÜMLEÇ
Dolaylı tümleç, yüklemi; yer, yön bakımından tamamlayan öğedir. Yükleme sorulan “kime, kimde, kimden, nereye, nerede, nereden, neye, neyde, neyden” sorularının cevabı olur. Bu sorulara göre, dolaylı tümleç olan öğe “-e, -de, -den” durum eklerinden birini alır.
- Bütün yolcular arabaya bindi.
Bu cümlede “arabaya” sözcüğü, yükleme sorulan “neye” sorusuna cevap verdiğinden dolaylı tümleçtir. Aşağıdaki cümlelerde dolaylı tümleçler koyu olarak yazılmıştır.
- Bahçe sahibini gören çocuklar hemen ağaçtan atladı.
- Salonun duvarlarında çeşitli tablolar asılıydı.
- Sırası gelen çocuk şiirini okumaya başladı.
- Birçok edebiyat dergisinde ünlü sanatçı ile ilgili yazılar var. Hafta sonu yapacağımız geziden söz ediyorduk.
- Bir kişi küçük kulübede oturan bekçilere soru sordu. Güneş yüzünü gösterince biraz dışarıya çıktık.
- Sanatçının son yazısından ben bir şey anlamadım.
- Şirkette yirmi yılını dolduran herkese altın saat hediye etti.
- İki bin yıl önce kurulan şehirde birçok tarihi eser var. Burada bütün evler topraktan yapılmış.
- Çektirdiği resimleri büyük bir albümde toplamış.
- Gece gündüz çalışan bu gençlerden çok şey bekliyoruz. Siz öyle neye bakıyorsunuz?
- Bu ödevi yaparken kimden yardım alabilirim?
Uyarı!
Cümlede “-e, -de, -den” eklerinden birini alan her öğe, dolaylı tümleç değildir. Bir öğenin, dolaylı tümleç olması için, bu ekleri almasının yanında yukarıda sıralanan sorulardan birinin cevabı olması gerekir.
- Şehir fırtınadan çok etkilenmiş. (Şehir neyden etkilenmiş? / fırtınadan, dolaylı tümleç)
- Fırtınadan birçok ev yıkılmış. (Birçok ev neden (niçin) yıkılmış? / fırtınadan, zarf tümleci)
Bu cümlelerin birincisinde “-den” ekini alan “fırtına’’ sözcüğü; “neyden” sorusunun cevabı olduğu için dolaylı tümleç, İkincisinde “neden (niçin)” sorusunun cevabı olduğu için zarf tümlecidir.
ZARF TÜMLECİ
Zarf Tümleçleri, yüklemi; durum, zaman, miktar, yer-yön ve sebep gibi yönlerden tamamlayan öğelerdir. Yükleme sorulan “nasıl, ne zaman, ne kadar, neden, niçin, niye” sorularıyla bulunur.
- Okuldan eve yürüyerek giderdim.
- Daha hava aydınlanmadan yola çıkardım.
Bu cümlelerin birincisinde “yürüyerek” sözcüğü, yüklemi durum yönünden; İkincisinde “daha hava aydınlanmadan” sözü yüklemi zaman yönünden tamamladığından zarf tümlecidir. Aşağıdaki cümlelerde zarf tümleçleri koyu yazılmıştır.
- Karnımız acıkınca eve koşardık.
- Akşam çocukları dedelerine götüreceğim.
- O zamanlar bu yolculuk bir ay kadar sürüyormuş.
- Karlara bata çıka oyunlar oynardık.
- Sizin işlerinizle birazdan ilgileneceğiz.
- Yaşlı kadın, sevinçten ağlıyordu.
- Ben üzüntüden ne yaptığımı biliyor muyum?
- Hâlâ bursla ilgili bir haber bekliyoruz.
- Burası mayısta yemyeşil olur.
♦ Bir cümlede birden fazla zarf tümleci bulunabilir.
- Akşamları buradan otobüse zor biniyorum. Ne zaman biniyorum? (akşamları); Nasıl biniyorum? (zor)
- İşimiz bitince şehirde biraz gezdik. Ne zaman gezdik? (işimiz bitince); Ne kadar gezdik? (biraz)
Uyarı!
♦ Yer-yön zarfları ek alırsa zarf tümleci olmaz. Aldığı eklere göre, öğe olarak değişik görevler üstlenir.
- Seninle dışarıya çıkalım. (dolaylı tümleç)
- Dışarısı oldukça soğukmuş. (özne)
- Pencereden dışarıyı seyrediyor. (nesne)
- Biraz dışarı çıkın. (zarf tümleci)
Bu cümlelerin birincisinde “dışarıya’’ sözcüğü, “nereye” sorusunun cevabı olduğu için dolaylı tümleç; İkincisinde “dışarısı” sözcüğü, “ne” sorusunun cevabı olduğu için özne; üçüncüsünde “dışarıyı” sözcüğü, “neyi” sorusunun cevabı olduğu için nesne; dördüncüsünde “dışarı” sözcüğü, yer-yön belirteci olduğu için zarf tümlecidir.
İLGEÇ (EDAT) TÜMLECİ
İlgeç (edat) Tümleçleri, yüklemi; amaç, araç, birliktelik, neden yönlerinden tamamlayan “ile, için”ilgeçleriyle oluşturulmuş öğelerdir. Yükleme sorulan “ne ile? kiminle? ne için? kimin için?” sorularıyla bulunur.
- Bu yıl bizim memlekete uçakla gideceğiz.
Bu cümlede “uçakla” sözcüğü “neyle” sorusuna cevap verdiğinden ve yüklemi araç yönünden tamamladığından ilgeç tümlecidir. Aşağıdaki cümlelerde ilgeç tümleçleri koyu renkle gösterilmiştir.
- Bundan sonra işe tramvayla gideceğim. (Ne ile?)
- Yetkili biriyle görüşmek istiyorum. (Kiminle?)
- Müdür bey benimle görüşecekmiş. (Kiminle?)
- Ben dostlarım için her şeyi yaparım. (Kimin için?)
Kaynak: https://www.turkedebiyati.org/cumlenin-ogeleri/
Kaydol:
Yorumlar (Atom)